Bugün biraz ciddi bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Internet üzerinde hızla yaygınlaşan Post-Darwinizm.
Şöyle bir dünya hayal edin; Herkes iyi karakter özelliklerine sahip, herkes sağlıklı, taş gibi! Hiç kimsenin doğuştan gelen bir özürü yok, kimse kimse için kötülük düşünmüyor ve herkes delicesine mutlu! (Aldous Huxley’in 1932’de kaleme aldığı Cesur Yeni Dünya’yı okuyanlar, yazının gidişini anlamaya başladı bile, değil mi?)
Ve satır aralarını okumasını bilenlerin kafasında tek bir portre canlandı; Hitler! Evet, onun da amacı yukarıdaki özellikleri ve çok daha fazlasını içeren bir “Ari Alman Irkı” yaratmaktı. Bugün, “Pisikopat” olarak nitelediğimiz birçokları da böylesi hayallerin peşinde koştular. Ama yakındönem manyağı Hitlerin ağır yenilgisi ve ardından gelen intiharı ile birlikte bu fantezinin tarihe gömüldüğünü sanıyorsanız cidden yanılıyorsunuz.
Bilirsiniz, kısa bir süre önce insan geninin şifresi çözüldü diye epey bir yaygara kopmuştu. Gelişmeler, bilim dünyasından, pop kültüre doğru aktıkça yoğunluk kazandı, boyut değiştirdi ve bir dönem medya tarafından sahiplenildi ama bu kültürün doğası gereği tüm bu tantana birkaç haftada duruldu.
Böylesine önemli bir buluş kolayca harcandı, çok çabuk içselleştirildi diye düşünebilirsiniz. Ama yanılıyorsunuz. Arkalarına “birileri”nin multi-milyon dolarlık parasal desteğini alan Gen Mühendisliği şirketleri, Nano ve Biyoteknolojilerdeki gelişmelerin ve çözülen şifrelerin gücü ile yepyeni bir dünyanın tasarımlarını Internet üzerinden yaymaya başladılar.
Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sı hayata geçirilmeye hazırlanıyor. Cennet-Mühendisliği şirketleri, genlerle oynayarak, biyokimyasal dengeleri harekete geçirerek ve biraz da uyuşturu kullanımıyla sonsuz mutluluğu vaat ediyorlar. Eski, sert ve ırkçı deyişler yerini pop-insan’ın kolayca benimseme ve inanma eğiliminde olduğu modern söylemlere bıraktıysa da içerik hep aynı: “…Etik ve toplumsal sorunlar çözüldüğünde, hastalıklardan ve pisikolojik sorunlardan uzak bir yaşam tüm insanlığı ve diğer canlıları kucaklayacak. Teknoloji bunu gerçekleştirebilecek kudrettedir…” diyor post-Darwinistler.
Kimdir bu post-Darwinistler? Darwin, tüm canlıların geçmişte ortak bazı atalardan bugüne kadar değişerek, gelişerek kısaca evrilerek geldiklerini savunuyordu ve ciddi bir taraftar kitlesi de var. Evrim, kimi zaman doğal koşullara uygun sürerken kimi zaman da rastgele mutasyonlar oluşturuyor. Muhtemeldir ki; bazı hastalıklar, genetik göz kusurları, ırsi pisikolojik ve fizyolojik sorunlar vb. illetler bu mutasyonların sonucu.
Post-Darwinistler, ellerindeki teknolojik, biyolojik oyuncaklar ve çözülmüş gen şifresini kullanarak Darwin’in evrimini kontrol altına alabileceklerini söylüyorlar. İnsan için mümkün olabilen, tüm canlılar için elbette mümkün olabilecektir.
Cennet-Mühendisliği, post-Darwinist yaklaşımı, Hedonist (hazcı) öğretiler çerçevesinde lezzetli bir Elma (Adem ve Havva’yı anımsayın) olarak sunuyor bizlere! Üstelik, sık sık etikten, ahlaktan söz ederek karşıt cepheyi yanına çekmişcesine bir izlenim yaratmayı da başarıyor.
Tehlike; sonsuz mutlu bir üstün insanlık yaratmak fantazisiyle sınırlı kalsa yine iyi! Hedonizmin tehlikeli bataklarına sapılarak Ekstazi, Kokain, Crack gibi bazı uyuşturucuların insanı esas itibarıyla mutluluğa (doğru deyişle hazza) götürdüğü ve illegal da olsa bunların tüketiminin biyolojimiz açısından yararları savunuluyor!
Doğal dengenin, sonsuz mutlu ve sağlıklı insan ve hayvanlardan sonra alacağı şekli düşünmek bile imkansız! Yüzlerce yıldır Doğu felsefesinin temelini oluşturan Ying-Yang (iyi ve kötü ilke) etkileşimi; iyinin karşısında kötünün, haklının karşısında haksızın, güzelin karşısında çirkinin var olması gerektiğini kanıtlamıştır. Üstelik bu sezgisel bir gerçektir de!
Başta ABD olmak üzere birçok ülke yeni tehlikenin farkında ve bu tür genetik çalışmaları yasaklama, en azından sınırlama eğiliminde. Geleceğin Cesur Yeni Dünya’sı belki ABD’de değil ama muhtemelen Avrupa’da filizlenebilir.
Internet, böyle grupların elinde ciddi bir toplumsal propaganda aracı olarak kullanılıyor. Uyuşturucu kullanımının dolaylı da olsa özendirilmesinden doğan bireysel risklerin ötesinde, teknokratlar eliyle kurulacak yeni dünya imajını okuyucu zihninde doğal kılma çabasına dikkat…
Not: Yazıya ilişkin Internet kaynaklarını özellikle yazmıyorum, merak edenler bir e-mail yazarak benden edebilirler (TekNOpolitik).
(Bu yazının aslı yayın hayatına son vermiş bulunan Bilişim Cumhuriyeti’nde yayınlanmıştır.)