Bilişim alanına yönelik devlet teşvikleri, destekleri, öncelikli alanlar, projeler, desteklenecek girişimler, girişimciler vs. vs…
17 Eylül 2012 Pazartesi günü İstanbul Ticaret Odası tarafından organize edilen bir toplantıda yetkili ağızlardan yukarıdaki konuları dinleme fırsatı bulduk.
Bilişim alanına yönelik teşvik ve destekler farklı kurumların çatısı altında yürütülüyor;
- Ekonomi Bakanlığı
- Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
- Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
- TÜBİTAK
- KOSGEB
Konuşmacıları dinlerken birkaç yıl önce yaşadığımız KOSGEB deneyimini hatırladım (merak edenler bkz. “Yazılım Sanayicisi !” yazım)
O günden bu güne neyse ki yazılım şirketlerinden Kapasite Raporu istenmesi sona ermiş, verilen destekler çoğalmış. Ancak anladığım kadarıyla başvuru süreçleri yine çetrefilli ve yokuşlu. Karmaşık hesaplar, onaylar, türlü detaylarla uğraşmak söz konusu. Danışman kurumlarla çalışmadan sonuç almak zor gibi görünüyor.
Bu tür teşvik ve destek sistemlerinin halen çok etkili yürümediğini düşünüyorum bizim sektörümüz açısından. Diğer yandan dolaylı ve dolayısız vergilerin yükü öyle bir hale geldi ki; buralardan toplanan kaynağın sadece küçük bir kesiri teşvik-destek olarak dağıtılıyor…
Girişimcilik zor. Bir şirket kurup iş yapmak, para kazanır hale gelmek, iş yürütmek daha da zor. Stopajlar, vergiler, aidatlar (İnanılmaz bir olay ama gerçek; Ticaret Odaları karınızdan pay alıyor sanki karınıza bir katkı yapıyorlarmış gibi?) ücretlerin üzerindeki vergi yüklerinin personele yansıması vs. vs. hepsi sıkıntılı.
Bilişim, özellikle de yazılım alanında faaliyet gösteren şirketler teşvik edilmek isteniyorsa çok karmaşık, yer bulunması zor, kiraları yüksek teknopark odaklı sistemlere gerek yok. Teknoparklarda yerleşik bilişim şirketlerine tanınan kolaylıklar kendi ofislerinde faaliyet gösteren şirketlere de sağlanabilir düşüncesindeyim. Yazılım, mekandan bağımsız olarak yürütülebilecek nadir işlerden biriyken mevcut durum abes kaçıyor.