Bu yazı su üzerine.
“Yetkili” merciler sürekli olarak bize suyumuzun azaldığını, suyu idareli kullanmamız gerektiğini söyleyip duruyorlar.
Öylesine bir baskı oluşturdular ki; insanlar evlerinde banyo yaparken “eyvah susuz kalacağız” diye tedirgin oluyorlar.
Hepimiz biliyoruz ki su döngüsü diye birşey var. Neymiş su döngüsü Wikipedia’dan okuyalım:
Su döngüsü suyun okyanus ve denizlerden atmosfere, atmosferden yeryüzüne, ve yeniden deniz ve okyanuslara ulaşması şeklindeki genel turuna verilen isimdir. Evrenin korunumu yasası gibi, yeryüzündeki su kaynaklarının artmaz veya eksilmezliğini ifade eden bir terimdir ve bir başlangıç veya sonu yoktur.
Dolayısıyla; banyo yaparken, bulaşık yıkarken veya içerken kullandığımız suların “harcanması” gibi birşey söz konusu değil. Bu sular döngünün içerisindeki yerlerini alıyor. Aynı şekilde boşa aktığı söylenen akarsular aslında boşa filan akmıyor. Onlar hem dünyanın doğal klimaları hem de su döngüsünün sürdüğünü gösteren önemli belirtiler.
Gelelim asıl noktaya. Su nereye gidiyor?
“Yetkili”lerin halktan sürekli olarak gizledikleri, gözden kaçırdıkları gerçek şu; suyumuzun büyük bölümü, yine aynı yetkililerin “kalkınıyoruz” diye yutturdukları o devasa binaların, gökdelenlerin, duble yolların içinde!
1000 metrekarelik bir binaya ortalama 400 m3 beton harcanıyor. 1000 metrekarelik bir bina da gökdelen filan değil, 4-5 katlı mütevazi bir apartman gibi düşünün.
Kullanılan 400 m3 beton’un ortalama yüzde 15’i sudur. Yani 1000 m2’lük bir binanın sadece betonunda kullanılan su yaklaşık olarak 60,000 litredir!
Sıradan inşaatlar bu denli su tüketirken, çevremizde virüs gibi çoğalan alışveriş merkezi inşaatları ne durumda dersiniz? Bir AVM ortalama 200,000 m2 olabiliyor. Bu 80,000 m3 beton yani hapis durumda 12,000,000 litre (yazıyla onikimilyon) su demektir!
İnşaatlarda, yollarda kullanılan sular artık su döngüsünün bir parçası olmaktan çıkarlar. Yukarıdaki paragrafta koyu renkle işaretlediğim kısmı tekrar okuyun; su kaynakları artmıyor! Dolayısı ile döngüden çıkan her damla su tüm dünyadaki susuzluğu artırıyor!
Endüstriyel üretimde kullanılan sular? Her gün milyonlarcası tüketilen plastik şişe ve poşetlerin bünyesine giren ve döngüden çıkan sular? Bu konu çok daha derin…
Suyun bu denli hoyratça kullanılması, harcanması insanlardan gizlenirken sürekli kullanılan bir “kalkınma” lafı var. Kalkınma palavrası nedir? Plastik şişe sularına mahkum olmak, su üzerinden milyarlarca dolarlık cirolar yapan, suyu ticari bir mal olarak gören kartelleşmiş şirketlerin ekmeğine yağ sürmek midir? Demek öyleymiş…
Bu konu daha çook su kaldırır…